Sağlıkta şiddet konusunda kritik açıklama!
19 Temmuz 2018, Perşembe

Memur-Sen Başkanvekili ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, gündemde olan “yıpranma payı” ve “ sağlık çalışanlarına şiddet” konuları hakkında kritik açıklamalarda bulundu.

Memiş, yıpranma payının bugüne kadar verilmeyiş nedenini bürokrasi olduğunu belirtirken, yeni yönetim sistemi ile sorunun aşıldığını belirtti.

İşte o söyleşi:

*Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2014 yılında Başbakanlığı döneminde katıldığı Sağlık-Sen buluşmanızda “yıpranma payı” sözü vermişti. Ve nihayet o süreç başladı. Yıpranma payı Torba Yasaya eklendi. Neler söylemek istersiniz?

Yıpranma Payının, Türkiye’nin yeni yönetim sisteminin ilk icraatlarından birisi olmasını sağlık çalışanları adına mutluluk ve umut verici buluyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın 4 yıl önce verdiği söze rağmen, ne yazıkki, eski Türkiye’nin bürokratik alışkanlıklarını aşabilmemiz mümkün olmadı. 

Ancak yıpranma payı konusunu, sürekli olarak gündemde tuttuk. Sağlık mesleğinin ağır koşulları nedeniyle sağlık çalışanlarının son derece haklı bir talebiydi. Düzenlemenin torba yasa içinde yer almasından dolayı mutluyuz. 

Başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere emeği geçen herkese sağlık çalışanları adına teşekkür ediyoruz. Kamuoyuna yansıyan taslak düzenlemenin sahanın gerçeklerine uygun şekilde olgunlaşması için mücadele edeceğiz. Yasalaşma sürecinde gerek Bakanlık yetkilileri, gerek TBMM nezdinde girişimlerimizi sürdüreceğiz. 

*Peki yıpranma payı bu haliyle yeterli mi? Yıpranma payı konusundaki nihai hedefiniz nedir?

Birincil amacımız, yıpranma payının temel dayanağı olan fiili maruziyet kıstasının hizmet sınıfı ayrımı gözetmeksizin sağlık alanında da dikkate alınmasını sağlamak. Sağlık kurumları, farklı risk türleri ve seviyeleri olan çalışma ortamlarına sahip. Mevzuatımızda işyeri tehlike sınıfları içinde sağlık hizmetlerinin büyük bir kısmı çok tehlikeli risk sınıfında yer almakta, bu riskler fiziksel, biyolojik, kimyasal ve radyolojik riskler şeklinde tanımlanmaktadır. Öte yandan güncel bilimsel araştırmalarımız, sağlık çalışanlarımızın ağır çalışma koşullarına bağlı olarak; duygusal tükenme ve duyarsızlaşma boyutu açısından orta düzeye, kişisel başarı boyutu açısından yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadıklarını ortaya koymaktadır. 

Diğer çalışma ortamlarına göre sağlık işyerinde şiddete uğrama riski ise 16 kat fazladır. Hal böyle iken, yıpranma payı gibi son derece haklı bir talebin sahanın gerçeklerini karşılayan bir hakkaniyetle hayata geçirilmesi değişmez önceliğimiz olmaya devam edecektir. TBMM’ye sevk edilen düzenlemenin; riske maruz kalan bütün hizmet sınıfı çalışanlarını da kapsaması, geriye dönük hizmetlerin de dikkate alınması gibi taleplerimizi karşılaması için mücadelemizi sürdüreceğiz.  

*Sağlıkta bir diğer gündem, “Şiddet.”  Şanlıurfa Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görev yapan Dr. Bahattin Ahmet Yalçın hasta yakının saldırısına uğradı. Ve sürekli bu olaylara şahitlik ediyoruz. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uygulamalarını sona erdirmek mümkün mü? Öneriniz var mı?

Öncelikle bu menfur saldırıyı lanetliyorum. Hekim Bahattin Ahmet Yalçın kardeşimize acil şifa diliyorum. Sağlıkta şiddeti kanıksamak istemiyoruz. Şifa dağıtan kurumlarda şiddetin kirli gölgesini hissetmek istemiyoruz. Şiddeti önlemeye dönük şiddet uygulayanların tutuklanması ve ağır cezalar alması gibi önemli yasal düzenlemeler getirildi. Ancak sağlıkta şiddeti doğuran sorunları çok boyutlu bir mücadele ile ortadan kaldırmadan şiddeti önlemek mümkün gözükmüyor. Sağlık Bakanlığımızın Beyaz Kod verilerine göre Son 5 Yılda şiddete uğrayan sağlık çalışanı sayısı 60 bin. 42 bin sağlık çalışanı sözel şiddete, 18 bin sağlık çalışanımız fiziksel şiddete maruz kalmış. 

Bakanlık verileri, en fazla hekimlerimizin şiddete maruz kaldığı, şiddet olaylarının en fazla acil servis ve polikliniklerde yaşandığı gibi çok önemli tespitler içeriyor. Tabi şiddeti kanıksayan ve Beyaz Kod’a bildirim yapmayanların da olduğunu düşündüğümüzde şiddete uğrayan sağlık personeli sayısının daha da fazla olduğunu söyleyebiliriz.

Beyaz Kod verilerine benzer bulgulara, sağlıkta şiddeti araştıran bilimsel çalışmalarımızda biz de ulaştık. Hastanelerin fiziksel imkanlarının yetersizliği başta olmak üzere, bir takım yapısal sorunların varlığının da şiddeti tetiklediğine dair bulgular edindik. Toplumun sağlık bilincini ve sağlık okuryazarlık düzeyini geliştirmenin güvenlik tedbirlerini artırmadan daha kalıcı bir çözüm getireceğini gördük. Şiddeti minimalize etmek için bu yapısal ve kültürel sorunlarla etkin mücadele etmemiz gerekiyor.

*Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk Sağlık Bakanı olarak görevi devralan Bakan Dr. Fahrettin Koca’dan beklentileriniz nelerdir?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletimizin Türkiye’nin aydınlık geleceğine inancını ve umudunu temsil ediyor. Yeni sistemin geçmişin biriken sorunlarını çözüme kavuşturması, Türkiye’yi hızla huzur, güven ve refah iklimine taşıması, milletimizin güvenine layık, üretken bir yönetim anlayışının hakim olması en büyük dileğimizdir.

Başından bu yana yeni Türkiye özlemini seslendiren bir sivil toplum hareketi olarak; Türkiye’nin 2023, 2053, 2071 yolculuğunu hem kamu çalışanlarımızın, hem milletimizin, hem de insanlığın selameti adına sahiplendik. Atılan doğru adımları destekledik, yanlışın karşısında durduk. Yeni dönemde de, Türkiye için, milletimiz için, kamu çalışanları için en doğru olanı kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. 

Sağlık hizmetlerini geleceğe taşıyacak adımlara da bu anlayışla yaklaşacağız. Sağlıkta Sayın Bakanımızı başta hakkaniyetli bir çalışma ortamının tesis edilmesi olmak üzere, ciddi ve öncelik arz eden gündem konuları bekliyor. Sağlık Sen olarak, sağlık hizmetlerinin kalitesinden, bilimsel ve teknolojik yatırımlara sağlıkta büyük hedefleri olan Türkiye ile gurur duyuyoruz. Bunu gerçekleştirecek insan kaynağımızla gurur duyuyoruz. 

Sağlık çalışanlarımız 16 yıllık sağlıkta dönüşüm hedeflerini çok büyük bir fedakarlıkla üstlendi. Gelecek hedeflerimizi de vatan sevgisi, hizmet aşkıyla üstlenmekten asla geri durmayacaktır. Yeter ki, sağlık çalışanlarımızı adil ve insani çalışma koşullarına ulaştırarak güçlendirelim.
 

PAYLAŞ :